Dünyaca ünlü kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Türkiye ile ilgili önemli ekonomik uyarılarda bulundu. Fitch’in Türkiye analisti Paul Rawkins Financial Times'a yaptığı açıklamalarda, Türk Lirası'nda oluşan değer kaybının artan politik risklere birebir bağlı olduğunu belirtiyor.

Financial Times’da yer alan röportaja göre Türk lirasının dolar karşısında 2015 yılı başından bu zamana kadar yani 2.5 aylık bir süre zarfı içinde %10 değer kaybetmesinin ardından çok sayıda yatırımcı politik risklere bağlı olarak Türk lirasının daha da değer kaybetmesi  konusunda endişeli oluduğu belirtiliyor. Paul Rawkins’e göre asıl kaygı 7 Haziran'daki genel seçim sonuçları değil, çünkü seçimleri büyük bir ihtimalle son 12 yılda olduğu gibi yine AKP hükümetinin alabilceğini öngörüyor. Asıl meselenin seçimlerden sonra oluşabilecek yeni politik sistem olduğunu vurguladı.

Türkiye’de günlük ortalama 24 milyar dolar döviz alınıp satılıyor. Bu işlem hacminin ise %64’ü yabancı bankalar ve yatırımcılar tarafından gerçekleştiriliyor.

Rawkins’e göre yabancı yatırımcılar, Türkiye’deki siyasi sistem eğer başkanlık modeline dönüşürse yapılan politikaların daha öngörülemez olabileceği, Merkez Bankası üzerindeki baskının daha da artabileceği konusunda endişe duyuyor.

Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesi Türk firmalarının dolar borçlarını 2014 yılı sonu itibariyle 180 milyar dolara yükseltti. Türk firmalarının dolar borcu 2006 yılında 28 milyar dolardı. Bu demektir ki, Türk firmaları iflasın eşiğinde ve şuanda borç döndürüyorlar.

Türkiye’nin finansal dengesini koruması için yabancı yatırımlardan gelecek olan yıllık 200 milyar dolar’a ihtiyacı var. Geçen yıl (2014) Türkiye’ye sadece net olarak yabancı yatırım vasıtasıyla giren 5.5 milyar dolar, bu 200 milyar dolar gerekli yabancı yatırım karşısında sadece devede kulak kalıyor. Tehlike çanları bu sefer çok ciddi çalıyor ve Hükümet’in yabancı sermayeyi Türkiye’ye getirme çabaları yetersiz kalıyor.

Rawkins’e göre Türk lirası dolar karşısında değer kaybetmeye devam edecek çünkü Türkiye’deki üretim rakamları, enflasyon ve maaş artışları karşısında yetersiz kalıyor. Türkiye’nin ekonomisini tekrar dengelemesi için 2000’li yıllarda yapılan ve üretimi ve tasarrufları arttıran yapısal reformlara tekrardan ihtiyacı olabileceğini vurguluyor.

Bu yıl seçimlerin olması politik belirsizlik yarattığı için, 2014 yılı verilerine göre ülkeye giren yabancı yatırım çok düşük seviyelerde olduğu için ve Amerika’dan gelen faiz arttırımı haberleri doları seçim öncesinde 3 TL seviyelerine çekebileceği sinyallarini veriyor. Seçimlerden sonra dolar biraz düşüş gösterebilir fakat doların düşüşünü destekleyen hiçbir finansal veri olmadığı için Türkiye ekonomisi seçimlerden sonra da alarm seviyesinde olacak gibi görünüyor.